zihnimin onur izleri

13 Temmuz 2008 Pazar

Onur dediğiniz nedir bilir misiniz? Kendini yüce görmelerin, beğenilme arzularının hat safhasıdır. Neden onur duyarsınız birşeyden, birisinden yahut kendinizden? Layığı ile var olamayanın hak etmediğini bildiğiniz övgülere maruz kalması mı okşar insanlığınızı?
Şayet sıyırabilirseniz onuru benliğinizden; taşar olursunuz günün belirlediği insanlık duvarlarından.

7 yorum:

Arzu dedi ki...

"onur" ve "gurur" baska baska seyler. herkes onurlu olmali, kendine ve cevreye saygili olmali. Ama sizin yazdiginiz sey gurur. Gurur ve kibirdir insana zarar veren...

THE SHADOW dedi ki...

Efenim onur ve gururun ayrımının çok iyi farkında olduğum kanısındayım. Lakin, sanırım siz "onur" a çok yüzeysel bakıyorsunuz, nitekim bakacak olursanız onurun derinliklerine, gurura rastlarsınız. Herkesin onurlu olması gerektiği düşüncenizi paylaşmadığımı belirtmek istiyorum. Çevre konusunda düşüncemi belirtecek olursam; onurlu bir insan değilimdir, lakin çevreye saygım hayli yüksektir.

Arzu dedi ki...

Sevgili shadow, onura yuzeysel bakmak mi? Saka yapiyor olmalisin. Bu anlattiklarinin bir sebebi var, toplumsal soz yitimi yani toplumsal afazi. Alev Alatli'nin ortaya attigi bir konu, internette rahatlikla bulabilirsin. Senin bu anlattigin onur/gurur/kibir konularinin ayrimini, yuzyillar once bircok dusunur coktan yapmis ve net cizgilerle ayirmislar zaten, Amerika kesfedildi yani. Insanlarin onur-gurur-kibir-ego-alcakgonulluluk vesaire gibi kavramlari karistiriyor veya birbirinin icinde digerini buluyor olmasi, bu kavramlarin ayni oldugunu degil, insanlarin kavram kargasasi yasadigini gosterir bence. Sana cok nacizane tavsiyem, eski filozof ve dusunurleri ve ayrica ezoterik psikoloji okuman. Sevgilerle,

THE SHADOW dedi ki...

Sevgili Arzu,
keşfedilmiş Amerika'nız size kalabilir; nitekim ben kendi Amerika'mı yaratmaktayım.
Sarf etmiş olduğunuz sözlerden içinizde barındırdığınız gurur, kibir ve egonun boyutlarını çok iyi kavramış durumdayım.
Saygılar, sevgiler...

Arzu dedi ki...

tebrikler shadow, harika tespitlerin icin :-) Elestiriyi kaldiramayacaksan yazma derim, eger ki bir yerde herkes ayni fikirdeyse, orada bir problem var demektir. Amac paylasmak, tartismak degil de, dikte ettirmekse, kusura bakmayin, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmasi" durumunda, o ortamda benim de bulunmam zaten kendime hakaret olur. Seni Platon'dan, Aristo'dan ve tum digerlerinden ustun oldugunu dusunduren sey her neyse, onlarla basbasa birakiyorum. iyi gunler dilerim.

THE SHADOW dedi ki...

Ben kendimi onlardan üstün tutmuyorum, sadece onlar dahil yaşamış, yaşayan her insandan soyutlamış durumdayım kendimi.
Siz yanlış anladınız beni, yahut kendimi yanlış ifade etmişim; nitekim herkesin aynı düşünceleri paylaştığı bir dünya hakkındaki düşüncelerinizi ben de paylaşmaktayım.
Gerek eski yunan , gerek alman , gerekse eski hint felsefesi hakkında bilgim epey vardır. Lakin onların savları hakkında bilgim olması, onlar ile aynı düşünceleri paylaşmamı şart koymaz.Hakkımda yapmış olduğunuz "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmasi" yorumunuzun gerçek ile bağdaşmadığını söylemek isterim.
İyi günler dileğinizi kabul eder ve ben de sizin için aynısını dilerim...

Ufuk Paydar dedi ki...

Hiçbişi anlamadım ben. Valla. Öyle böyle değil hem de...

Onur ve gurur farklıdır denmiş. Bu kadarına katılıyorum. Sadece katılıyorum lakin :)

Başka herhangi bir dilde onur ve gurur farkının bizimki ile aynı olmadığını da savlıyorum. Her biri kendi kültüründe özneldir, kendi kapsarlığındadır, kenine has tanımdadır. Salt bu yüzden dahi evrensel onur kavramı yoktur.

Sözgelimi "onur" sözlüğün birinde "pride. honor. honour. amour-propre. self-esteem. face. self-respect." kelimeleri ile karşılanmış. 7 taneler ki salt çağrışımları dahi maddi karşılıktan savaştaki şerefe, ordan özsaygıya uzanabiliyor. Kökenleri ile uğraşmayı hiç istemiyorum şimdi, çok uzun sürer :)

Böylesi kavramlar net olarak mı ayrılmışlar, yani? Kendisi ne kadar net ki, yahu? Kaç dil, kaç toplum için ayrı ayrı ayrım yapıldı, yahut?

Benim bildiğim, metafizik takıntılı dangalaklardan sonra bu işler ile uğraşılmaya başlanması taa Freud dönemindedir, ki o dahi yekünen çökmüştür artık. Aristo'ya dangalak dedim, evet, mümkün olsa yüzüne de derdim :) Herifin mutlak ve meta-doğru arayışından, sağın solun düşüncelerini paketlemekten öte pek bir olayı yoktur ki, yahu!

Onuru açıklamaya çalışmaz o, mutlak bir onur bulmaya kasar. O derece maldır ki, mutlak bir sayı doğrusu üzerinde mutlak ve yegane, biricik bir "iki" olduğunu sanır, böylece cebirden zerre anlayamaz.

Ve ben bu konuda ne isem, "niçe" (lan ne zor yazılıyo lan herifin ismi :)) birkaç katımdır, günahı kadar sevmez antik filozofların "baba"larını, yeri gelmiş ana avrat düz gitmiştir de. Takip takıntılı kültürümüzün aksine, avrupa felsefe eğitimi antik dönem eleştirisidir daha çok zati, hala dahi marx'a bi laf, aristo'ya bi laf yolunu çiziveren yazarları vardır, epeyce süre de olacaktır, sağlam referans öylesine nitekim. Bu demek değildir ki aristo tamemen doğrudur...

Aslında, o da, neredeyse tamemen çökmüştür. Geriye ne idüğü -bir şekilde- belirsiz meretleri kalmıştır, onlar da belirlendikçe çökmektedir.

Şöylece, Aristo'ya selam olsun veren zerdüşt dahi anlaşılmaz, komik bişi gözümde. Çok farklı tipler onlar yahu :)





"Bir düşmanla savaşarak yaşayan kişinin, düşmanını hayatta bırakmakta yararı vardır."
F.Nietzsche



"İnsan ancak anladığı şeyleri duyar." GOETHE




"Dünya bir hapishanedir." GOETHE




"Sen çevrende olup bitenleri görüp neden diye soruyorsun. Ben ise, asla var olmamış şeyleri hayal ederek neden olmasın diyorum." Bernard Shaw




"Dünya, anlamsız bir düşten başka bir şey değilmiş meğer." Alain




"Herkes benim düşünceme katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım." Oscar Wilde