huzuru arayan ruh

29 Temmuz 2008 Salı

Çoğu kimseden gün gelip huzuru elde etmek istediğini işitirsiniz. Pek çoğu bunun olasılığının gerçeklik payı üzerinde kafa dahi yormaz. Nitekim, yormasına da gerek yoktur. Evvelden hazırlanmış bir huzur tanımı mevcuttur ne de olsa; "popüler huzur"... Dört duvar arasına sıkıştırılmış bir huzur... Bu duvarların tuğlaları; hırs, arzu, para yahut din olabilmektedir.
Hayalleri, hırsları, istekleri, arzuları istikametinde tırmanışta olan bir insan, zirveye ulaştığı vakit huzuru bulacağı yanılsamasını yaşar. Farkında değildir ki; huzura ermesinin yegane yolu vazgeçişte yatar. Evinden, ailesinden, parasından, arkadaşlarından, sevildiğini yahut sevdiğini sandıklarından... Herşeyden vazgeçmelidir.
Senin gibi bir sana, sana yeten bir sana ulaşabildiğin vakit, O'nun adı artık "sen" değil; huzurdur...

11 yorum:

ş dedi ki...

ve böyle biri zaten bir ütopyadır.. dünya sınırları dahilinde huzura ermek bir çoğu için zor, ve dahi imkansızdır.

THE SHADOW dedi ki...

Zordur kısmına kesinlikle katılıyorum, lakin imkansız değil.
Örnek vermek gerekirse; Sri Nisargadatta Maharaj.

Keşke herkes onun gibi olabilse diyemem; nitekim kendimin dahi öyle olmak istediğinden emin değilim. Sonuçta kendisi ailesi-annesi, babası, karısı, çocukları- dahil herşeyini geride bırakarak, kendisi ve yalnız kendisi ile hayatına devam etmiştir..

Adsız dedi ki...

Hmm :) Bana biraz fazla karamsar geldi. Eşinden, işinden, herşeyden vazgeçmek...vazgeçmek birdenbire her şeyden vazgeçmek (Bulutsuzluk Özlemi)

Bence sadece istemediklerimizden vazgeçebilmek yeterli olacaktır. Bunu yapmak içinse cesaret gerekir. İşini mi sevmiyorsun ? Bırak. Oturduğun yeri mi sevmiyorsun ? Ayrıl.. Ama herşeyden
vazgeçmek biraz da ölmek gibi olmuyor mu?

Şöyle bir soru vardı: hiç kimsenin olmadığı ve kimsenin duyamayacağı bir yerde suya düşen bir taş ses çıkartır mı ?

Her şeyden vazgeçip tek başına uzaklara gitsen... yaptıklarının bir anlamı olur mu ?

Adsız dedi ki...

net... evet budur. veyahut buydu; ta ki sen yazının sonundaki 'yeten' lafını kullanana dek. o noktada kendi kendine yetebilme yolunda birtakım yeni kriterlerin varlığı ortaya çıkıyor ki bunlar da dünyeviliğin altbaşlıkları altında incelenir. huzur; hiçbir şeysizliğin içinde hiçbir şeysiz olmuş(doğmuş) olmaktır daha en başından. bizim için artık olasılıklar dahilinde değildir.

ş dedi ki...

Sevgili günlük,

kıymet bilenin kıymeti ne eninde, ne de sonunda bilinmiyormuş..

ben bugün bunu öğrendim..kendime katılmayıp sana katıldım..bildirmek istedim buraya gelip..

ş dedi ki...

en son bu var diye bunun üzerinden yazılıyor her şey..

yorumunu kendime sakladım..bilgine.
ve tabi sonsuz teşekkürlerimle.

THE SHADOW dedi ki...

beyaztavsan:Haklı olabilirsin, olmayadabilirsin, emin değilim; nitekim benim kafamda da soru işaretleri mevcut.

lamermorte: Bir çoğu, yazılarımın karamsar olduğu görüşünde. Kısmen, "evet öyle" diyebilirim; lakin çoğunluğu benim adıma yeni bir gün kadar aydınlık.
Huzuru bulmayı olasılıkların arasından çıkartarak derin bir karamsarlık içeresinde olduğunu fark ettim.Sana sunulan olasılıklar ile bir kanıya varmaman ve kendi olasılıklarını yaratman dileği ile...

masquerade: Teşekkür ederim. Rica ederim...

miracda dedi ki...

Bazı insanlar varki hiçbir şey yapmalarına gerek kalmıyor.Onlar adına düşünen beyinleri bile var.Ama huzur öyle birşey ki adına tayin edemezsin.Ve oturduğun koltukta bekler seni.

Huzuru iç ve dış huzur diye ayırıyorum.Her ikisi birbirini etkilesede,beslenme kaynakları farklı bende. Ama dış huzur elde pek olmuyor işte..Sınıyor beni,iç huzurumu istiyor.Ama alamıyor..

THE SHADOW dedi ki...

Huzurun adına tayin edilemeyecek olmasına katılmıyor, katılamıyorum.
İki bölümde incelediğin huzurun dış kısmının, iç olanı elde edemiyor olması güzel, hatta etkileyici.

miracda dedi ki...

Senin adına geride sana dair izleri bırakarak,hatta daha fazlasını yapalım silelim onları,imkanlarını sağlayalım.
Huzurunu bozacak dış etkenleri kaldırdık,dış huzuru sağladık. İçinde mi huzur dolacak dersin,sağlamak mümkün müdür?

THE SHADOW dedi ki...

Bence kesinlikle mümkün değildir.
Sanıyorum seninle ayrıldığımız nokta; benim dış huzur denilen bir şeye inanmıyor, senin ise inanıyor olman.
Kanımca huzuru anlayıp ona kavuşabilen insan, cehennem gazabını andıran yahut güllük gülistanlık bir yaşam sürmüş olsun, her koşulda ona ulaşabilen insandır.





"Bir düşmanla savaşarak yaşayan kişinin, düşmanını hayatta bırakmakta yararı vardır."
F.Nietzsche



"İnsan ancak anladığı şeyleri duyar." GOETHE




"Dünya bir hapishanedir." GOETHE




"Sen çevrende olup bitenleri görüp neden diye soruyorsun. Ben ise, asla var olmamış şeyleri hayal ederek neden olmasın diyorum." Bernard Shaw




"Dünya, anlamsız bir düşten başka bir şey değilmiş meğer." Alain




"Herkes benim düşünceme katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım." Oscar Wilde